Meşhur Osmanlı saraylarından.
İstanbul’da, Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki tepededir. Burada Yıldız
Sarayı’ndan başka pek çok köşk ve kasır vardır. Bütün bu yapılar Beşiktaş’a
oradan da Ortaköy’e kadar uzanan beş yüz bin metre karelik bir sahayı kaplar.
Kânûnî Sultan Süleymân Han zamanında bir av yeri olan bu saha üzerinde ilk inşâ
edilen saray, sultan üçüncü Selîm Han zamanında annesi Mihrimâh Vâlide Sultan
için yapıldı. Babası için de bir çeşme inşâ edilmişti.
Duygu Özbingöllü
Duygu Özbingöllü 03.04.1980 Bursa doğumludur.Kişisel blog sayfasında tarihte yaşamış kişiler hakkında bilgi vermeyi amaçlıyor.
19 Nisan 2012 Perşembe
Valide Sultan
Osmanlı Devleti’nde pâdişâh anneleri
için kullanılan tâbir. Vâlide sultanların resmî ünvânı Mehd-i ulyâ idi. Rivayete
göre vâlide sultan tâbiri ilk defa sultan üçüncü Murâd Han tarafından vâlidesine
verilmiş ve sonra devamlı olarak kutlanılmıştır.
Harem-i hümâyûnun en yüksek makamı
vâlide sultanlıktı. Vâlide sultan, protokolde pâdişâhdan sonra gelirdi. Devlet
içindeki büyük nüfuzlarına rağmen, siyâsetle uğraşanları yok denecek kadar
azdır. Bunun yanında, hemen hepsi hayır işleri ile meşgul olmuşlardır.
Talat Paşa
Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında
yetişen devlet adamı ve İttihâd ve Terakkî fırkası ileri gelenlerinden. İsmi,
Mehmed Talat olup, babası, bâzı kazalarda sorgu hâkimi muavinliği yapan Ahmed
Vâsıf Efendi, annesi Hürmüz Hanım’dır. Aslen Kırcaali’nin Çepelceli köyünden
olup, 1874’de Edirne’de doğdu. İlk tahsîlini, Vize İbtidâî mektebinde gördükten
sonra, Edirne askerî Rüşdiye mektebine girdi. Burayı bitirip, İdâdî mektebine
kaydolacağı sırada mekteb muallimlerinden birini döğdüğü için diploma alamadı.
Daha sonra aldıysa da, kayıt zamanı geçtiği için idâdiye giremedi. On sekiz
yaşındayken babasını kaybetti. Bundan sonra, Edirne posta ve telgraf idaresinde
kâtiplik vazîfesi aldı ve Alyans İsrail mektebinde Türkçe hocalığı yaptı. Mekteb
müdürünün kızından Fransızca öğrendi.
16 Nisan 2012 Pazartesi
Cem Sultan
Fâtih Sultan Mehmed Han’ın küçük
oğlu. 23 Aralık 1459 günü Edirne Sarayı’nda doğdu. Annesinin adı Çiçek Hâtûn
idi. İlk terbiyesini saray hocalarından ve annesinden aldı. Fikrî terbiyesi ve
tahsîli için beş yaşına geldiğinde bir hoca tâyin edildi. Dokuz yaşına
geldiğinde, Kastamonu sancakbeyligine gönderildi (1469). O devirlerde
şehzâdeleri küçük yaşlarından îtibâren Anadolu vilâyetlerine göndermek
usûldendi. Yanlarına vezirlerden biri, lala sıfatıyla verilir ve bu suretle
idarî işler öğretilirdi. Cem Sultan, Kastamonu’da dört sene kaldı. Bu süre
zarfında ilim ve edebiyat tahsiliyle meşgul oldu.
Kaptan-ı Derya
Osmanlı Devleti bahriye (deniz
kuvvetleri) teşkilâtının en büyük âmiri ve donanmanın baş kumandanına verilen
ünvân. Buna Deryâ beyi veya Kaptan
paşa da denirdi.
Kaptân-ı deryâ vezirlik rütbesini
hâiz olup, teşrîfâtta (protokolde) vüzerâ-yı izam (büyük vezirler) arasında yer
alırdı. Arz günlerinde Dîvân-ı hümâyûna gelir, derecesine göre vezirlerin
yanında kubbe altında otururdu. Kaptân-ı deryanın elinde hâkimiyet alâmeti
olarak sedefkârî âsâsı olup, tersanede onunla gezerdi. Bahriye ile ilgili
Dîvân-ı hümâyûna gelen dâvalar kendisine havale olunur, dîvânda muayyen bir
yerde oturup dâvalara bakar ve karar verirdi. Tersaneye geldiği zaman orada da
dâva dinler ve dâva işi nereye âid ise oranın kâdısına buyruldu gönderir, lüzum
hâsıl olursa dâvayı kâdıya da havale ederdi.
İbrahim Müteferrika
Yirmisekiz Çelebizâde Saîd Mehmed
Efendi ile beraber İstanbul’da ilk Türk matbaasını kurarak irfan hayâtımıza
hizmet eden değerli bir zât. 1674 senesinde Macaristan’ın Kolojvar şehrinde
doğan ve kalvenist bir Macar ailesinin oğlu olan İbrâhim Müteferrika’nın,
müslüman olmadan evvelki adı bilinmemektedir. İyi bir eğitim gördükten sonra
râhib olmak üzere protestan kilisesinde tahsîl gördüğü sırada 1692’de Türk
akıncılarının eline esir düşerek İstanbul’a getirildi. İbrâhim Müteferrika’nın
iyi bir ilâhiyât tahsili görmüş olması, İslâm dînini kolayca tanımasına ve kabul
etmesine yardım etti. İslâm dînine girmesi, hayâtının önemli bir dönüm noktası
oldu. Ömrü boyunca İslâm dînine ve ilme hizmet etti.
Hasan Rıza Paşa
Balkan harbi sırasında Işkodra
savunma kumandanlığını yapan Osmanlı paşası. Aslen Kastamonu vilâyetinin Tosya
ilçesinden olan Hasan Rızâ, 1871’de doğdu. Bağdâd ve Kastamonu vâliliklerinde
bulunan Nâmık Paşa’nın oğludur. İlkokulu ve askerî rüşdiyeyi İstanbul’da, askerî
idadiyi Bursa’da okudu. 1889-1892 seneleri arasında Harb okulunda okudu. 1895’de
kurmay yüzbaşı olarak Mekteb-i Erkân-ı harbiye-i şahaneden me’zûn oldu. Burada
kurmay subaylara ders veren Mahmûd Muhtar Paşa tarafından muavin olarak
alıkonuldu. Türk-Yunan harbinde, isteği üzerine Alasonya ordusu Erkân-ı harbiye
riyasetine tâyin edildi ve 7 Ekim 1897’de kolağası (kıdemli yüzbaşı) oldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)