5 Nisan 2012 Perşembe

Dolmabahçe Sarayı


Osmanlı saraylarının en büyüğü ve en güzellerinden inşâsına sultan Abdülmecîd Han tarafından 1848’de başlanan saray, 1856’da tamamlandı. İstanbul’da denizin doldurulması ile elde edilen ve Dolmabahçe denilen yerde yapıldı. İnşâ edildiği yerde eskiden pek çok kasr, köşk ve saray vardı. Koy doldurulmadan önce, Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde kuzeybatı yamaçlarına inşâ edilen Kasr-ı cihânnümâ, Sâreben denilen Bayıldım kasrı, sultan üçüncü Selim Han’ın inşâ ettirdiği bir köşk vardı. Koy doldurulduktan sonra, sultan birinci Ahmed Han’ın av köşkü şeklinde küçük sarayı, sultan dördüncü Mehmed Han ile sultan üçüncü Ahmed Han’ın sarayları yapıldı. Eski köşk kaldırılarak yerine sultan birinci Abdülhamîd Han, kayıkhânelerle birlikte İran üslûbunda ve çinilerle süslü yeni bir saray yaptırdı. Burada daha önceden yaptırılan Beşiktaş sahil sarayı yıktırılıp, yerine Dolmabahçe sarayı inşâ edilmiştir. Dolmabahçe sarayının mîmârı, o devrin meşhur mimarlarından ermeni Gabert Amira Balyan ve oğlu Nikogos Balyan’dır.

Büyük bir orta ve iki kanat şeklinde uzanan yapıdan müteşekkil olan Dolmabahçe sarayı, 64120 metrekarelik bir sahada yapılmıştır. Sarayın kapladığı sahada; ana yapı, câmi, tiyatro, istabl-ı âmire, serasker dâiresi ile hazîne-i hassa ve mefruşat dâireleri vardır. Bunların hemen arkasından ise; kuşluk, camlı köşk, gedikli câriyeler ve kızlarağası dâireleri, hareket köşkleri, Hereke dokumahânesi, baltacılar, agavât, bendegâh ve musâhibân dâireleri ile sarayda bulunan hizmet görenlerin hepsini doyuracak büyüklükte matbah-ı âmire (mutfak) yer almıştır. Saray müştemilâtında bulunan saat kulesi sonradan İkinci Abdülhamîd Han zamanında yapılmıştır.
Sarayın ana yapısında; mâbeyn-i hümâyûn yâni selâmlık, muâyede salonu, harem-i hümâyûn ve velîahd dâireleri vardır. Bu kısımda şekil, süsleme ve inşâ bakımından batı mîmârisinin etkisi görülürse de bir Türk evinin yapı tarzı geniş ölçülerde uygulanmıştır. Saray, bodrumu ile birlikte üç katlıdır. Kırk altı salonu ve iki yüz seksen beş odası vardır. Dış duvarları, Marmara adasından çıkarılan beyaz mermerlerden, iç duvarları ise tuğladan yapılmıştır. Döşemeleri ise ahşaptır.
Sarayın asıl girişi saat kulesi tarafındaki kapıdır. Bundan başka bir kısmı denize açılan on kapısı daha vardır. Kapılardan bâzılarının yapımında fevkalâde bir demir işçiliği icra edilmiştir.
Sarayın iç kısımlarında su mermeri ile somaki kullanılmıştır. En muhteşem ve en büyük bölümü muâyede salonudur. Dünyânın ünlü salonlarından sayılır ve 1800 metrekaredir. Yan ilaveleriyle 2250 metrekareyi bulmaktadır. Salonun 56 sütun üzerine oturtulan kubbesi, 36 m. yüksekliktedir. Sarayın döşemesinde, dünyânın en büyük taban halılarından bir kaçı ve 36 billur avize bulunmaktadır.
Bulunduğu mevkinin coğrafî güzelliği, mîmârî görünüşü ve iç ve dış dekorasyon zenginliği ile muhteşem olan Dolmabahçe sarayı, pek çok târihî hâdiselere sahne olmuştur. Osmanlı sultanlarından altı pâdişâh bu sarayda oturmuştur.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
 1) Dolmabahçe Sarayı (Turgut Etingü, Hayat Târih Dergisi; sene 1966, sayı 8) sh. 42
 2) Rehber Ansiklopedisi; cild-4, sh. 230
 3) Osmanlı Târih Deyimleri; cild-1, sh. 471
 4) Büyük Türkiye Târihi; cild-8, sh. 262

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder