Osmanlı Devleti’nde pâdişâh anneleri
için kullanılan tâbir. Vâlide sultanların resmî ünvânı Mehd-i ulyâ idi. Rivayete
göre vâlide sultan tâbiri ilk defa sultan üçüncü Murâd Han tarafından vâlidesine
verilmiş ve sonra devamlı olarak kutlanılmıştır.
Harem-i hümâyûnun en yüksek makamı
vâlide sultanlıktı. Vâlide sultan, protokolde pâdişâhdan sonra gelirdi. Devlet
içindeki büyük nüfuzlarına rağmen, siyâsetle uğraşanları yok denecek kadar
azdır. Bunun yanında, hemen hepsi hayır işleri ile meşgul olmuşlardır.
Pâdişâh tahta geçince, annesi
hayatta ise, Eski Saray’dan Yeni Saray’a naklolunur ve saray kapısından içeri
girince oğlu tarafından karşılanırdı. Bu merasime vâlide alayı denilmiştir.
Tahta geçen pâdişâhın annesi vefât etmiş ise, vâlide sultanlık boş kalırdı.
Valide sultanın saraya gelişinin
ertesi günü sadrâzama, o yoksa sadâret kaymakamına pâdişâh ve vâlide sultan
tarafından birer hüküm gönderilir, vâlide sultanın geldiği bildirilirdi. Aynı
zamanda sadrâzama, bir hil’at ile hançer hediye edilirdi. Sadrâzam,
gönderilenleri Paşakapısı’nda karşılar, pâdişâhın hükmünü okur ve gönderilenleri
törenle giyerdi.
Valide sultânın haremde geniş bir
câriye kadrosu vardı. Haremi, haznedar usta vasıtasıyla idare ederdi. Bütün
kadınlar, sultanlar, ustalar ve câriyeler kendisinden çekinirler, onu
sayarlardı. Haremdeki bütün işler onun emriyle yapılırdı. Hiç kimse emirlerine
karşı gelemezdi. Harem halkının gezintilere çıkması onun muvâfakatıyla olurdu.
Valide sultanlara darphâneden belli
bir ödenek ve has derecesinde dirlik verilirdi. Vâlide sultanlara tahsis edilen
gelirlere başmaklık da denilirdi. Has veya tahsisatlarından başka yiyecek,
içecek ve yakacak tâyinleri de bulunan vâlide sultanlar, zaman zaman pâdişâhın
ihsânlarına da mazhâr olurlardı.
Valide sultanların mâlî işlerini
idare için bir kethüda (kahya) tâyin olunurdu. Bu zât, devlet ricalinden olup,
itimâda lâyık görüldüğü için bu hizmete seçilirdi.
Osmanlı pâdişâhlarının zevceleri,
kızları gibi anneleri de birçok hayır eserleri yaptırmışlardır. Yaptıkları
eserlerle tanınan vâlide sultanların en meşhurları; Kânûnî’nin annesi Hafsa
Sultan, üçüncü Murâd Han’ın annesi Safiye Sultan, dördüncü Mehmed Han’ın annesi
Turhan Sultan, ikinci Mustafa Han ve üçüncü Ahmed Han’ın anneleri Gülnûş Sultan,
üçüncü Selîm’in annesi Mihrişâh Sultan, ikinci Mahmûd Han’ın annesi Nakşidil
Sultan, Abdülmecîd Han’ın annesi Bezm-i Âlem Vâlide Sultan, Abdülazîz Han’ın
annesi Pertevniyâl Sultan’dır.
Valide sultanlar, oğullarına; “Nûr-ı
dîdem, sürûr-ı sînem, ciğer köşem, şevketlü nurum, nûr-ı dîdem efendim,
şevketlü, mehâbetlü, sermâye-i hayâtım, arslanım efendim, mehâbetlü ve yüzü
âlemyan ve ciğerimden kıymetli gözüm efendim, şevketlü nûr-ı aynım, oğlum,
arslanım, şevketlü hakîkatlü, sermâye-i ömrüm, nûr-ı dîdem efendim hazretleri”
şeklinde; Perdevniyâl Vâlide Sultan ise, çoğunlukla sultan Abdülazîz Han’dan
“arslanım” diye bahsederdi.
Valide sultanlardan bâzıları
müstakil türbelerde medfûndur. Bu türbeleri; ya kendileri, ya oğulları veya
pâdişâh olan efendileri yaptırmışlardır. Türbeleri olan vâlide sultanlar
şunlardır: Yıldırım Bâyezîd Han’ın annesi Gülçiçek Hâtûn, Bursa’da Şemsibey
mahallesindeki türbede; Fâtih’in annesi Hümâ Hâtûn, Bursa’da Hâtuniye
türbesinde; İkinci Bâyezîd Han’ın annesi Mükrime Hâtûn, Fâtih Câmii avlusundaki
türbesinde; Yavuz Sultan Selîm Han’ın annesi Gülbahar Hâtûn, Trabzon’da
Hâtuniye’de; Kânûnî’nin annesi Hafsa Sultan, Selimiye’deki türbede; dördüncü
Mehmed Han’ın annesi Turhan Vâlide Sultan, Yeni Câmii türbesinde; İkinci Mustafa
ve üçüncü Ahmed Han’ın annesi Gülnûş Sultan, Üsküdar’daki türbesinde; üçüncü
Osman Han’ın vâlidesi Şehsûvâr Sultan, Nûruosmâniye’deki türbesinde; üçüncü
Selîm Han’ın annesi Mihrişâh Sultan, Eyyûb’deki türbesinde; ikinci Mahmûd Han’ın
annesi Nakşidil Sultan, Fâtih’deki türbesinde; Abdülazîz Han’ın annesi
Pertevniyâl Sultan, Aksaray’daki türbesinde; sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın
analığı Perestû Kadın, Eyyûb’deki türbesinde; Vahideddîn Han’ın analığı Gülûstu
Kadın, Fâtih’deki türbesinde medfûndur.
Otuz altı Osmanlı pâdişâhından yirmi
birinin annesi oğullarının pâdişâh olmasına yetişerek, vâlide sultan olmuştur.
Bunlardan sâdece Mâhpeyker Vâlide Sultan şehîd edilmiş, diğerleri vefât
etmişlerdir.
Gelirlerini hayır işlerine sarfeden
vâlide sultanlardan bâzıları şunlardır:
Nûr Bânû Vâlide Sultan: İstanbul’un
Anadolu ve Rumeli yakasında birçok eserleri vardır. Üsküdar Toptaşı’nda Atik
Vâlide Câmii, imâreti, medresesi, dârüşşifâsı ve çifte hamamını yaptırdı.
Mâhpeyker Kösem Vâlide Sultan:
Hüsn-ü cemâli, aklı ve zekâsı ve hayrat ve hasenatı ile meşhur sâlihâ ve afife
bir vâlide sultan idi. Yeni Câmii’nin temelini attı. Üsküdar Çinili Câmii ve
yanına mektep, çeşme, dârülhadîs, çifte hamam ve sebil ile Anadolu Kavağı’ndaki
câmiyi yaptırdı. Çarşamba’daki Vâlide medresesi mescidinin de bânîsidir.
Çakmakçılar yokuşunda büyük Vâlide Han’ı ile içindeki mescid de onun esiridir.
Rumeli’de milyonlar değerinde vakıflar ve hayratı vardır.
Hadîce Turhan Sultan: Sâlihâ ve
hayır sever bir hanımdı. Eminönü’nde Yeni Câmii’nin temelini Mâhpeyker Kösem
Sultan atmıştı. Turhan Sultan tamamlatıp 1664 (H. 1074) yılında ibâdete açtı.
Mektep, medrese, imârethane, kütüphâneler ve çeşmeler yaptırdı.
Mihrişâh Vâlide Sultan:
Halıcıoğlu’nda Abdüsselâm Câmii mezarlığı önünde çeşmesi vardır.
Sâlihâ Sebkatî Vâlide Sultan:
Tophane civarında Kâdirî dergâhının avlu kapısı bitişiğinde kesme taştan bir
çeşmesi vardır. Galata Azapkapı’sında kıymetli bir sebil ile sağda ve solda
birer çeşmesi bulunmaktadır.
Bezmi-i Âlem Vâlide Sultan: Târihe
mâlolan ve senelerce hizmet veren pek çok hayır müessesesi yaptırdı. Yaptırdığı
câmilerin en büyüğü sahil boyunda, Dolmabahçe Sarayı karşısındaki Vâlide Câmi-i
şerifidir.
Bugün Kız Lisesi’nin bulunduğu
yerde, sultan Mahmûd Han türbesinin arkasında mektep yaptırmıştır. Ayrıca Rami
ve Maltepe yolunun tam ortasında bulunan çeşme de onun eseridir. Hayır eli çok
uzaklara kadar ulaşan Vâlide Sultan, büyük velî Abdullah-ı Dehlevî’nin
talebelerinden Muhammed Cân Mekkî için Mekke-i mükerremede bir dergâh
yaptırmıştır.
Valide Sultan, şahsî servetini
vakfederek, Gurebâ Hastahânesi’ni yaptırdı. 1843 yılında câmi ve çeşmesi ile
birlikte hizmete açıldı.
Nakş-i Dil Vâlide Sultan: Üsküdar
Alemdağı Sarıkadı köyünde ve Ayasofya arasındaki eski tevkifhane binasının deniz
tarafı köşesinde çeşmeleri vardır.
Pertevniyâl Vâlide Sultan: İstanbul
Aksaray’da bir câmi (Valide Câmii), kütüphâne, çeşme, mektep yaptırdı. Eyyûb
Defterdâr iskelesi yakınında Yâ Vedûd Câmii sırasında ve Karagümrük pazarı
arkasındaki çeşmelerin bânisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder